BÖLÜM 3.5 MÂLİKİ YEVMİDDİYN

Mâliki YevmidDiyn;

Din hükümlerinin (Sünnetullâh) yaşanmakta olduğu sonsuz sürecin Mâlik-Melik’idir.

Kur’ân Çözümü, Fâtiha Sûresi

 

Arapçada “yevm”, gün anlamına gelir. Fakat Allâh ismi manası zaman kavramından beri olduğu için, yevm ifadesini “tüm zamanları kapsayan evrensel tek bir an” şeklinde anlamamız gerekir. Yani, “tekillik”.

Gayrından münezzeh olan Allâh’ın ilminde, ilmî potansiyelini seyri hükmü; hükmün gereği olarak takdir olunan varlık yazgısı; ve yazgının tetikleyerek potansiyelden harekete geçirdiği kuvveler boyutuna dinde “Melekût” denir.

“Melekût” kelimesinin günümüz bilimsel karşılığı ise, varlığın elektromanyetik dalga planıdır. Bu planda, varlığın tüm boyutlarında tek bir sistem hakimdir. Modern bilim bu sisteme “dalga mekaniği” ile önemli bir ölçüde açıklık getirmiştir.

Seyri takdir edilen Esmâ, dalga mekaniği ile potansiyelden kuvveye dönüşerek makro planda evreni oluşturan kuvvetleri (Örneğin, fizikteki dört temel kuvvetler: kütle çekim kuvveti, elektromanyetik kuvvet, zayıf nükleer kuvvet ve şiddetli nükleer kuvvet gibi) meydana getirir. Bu kuvvetler, evrenin tabi olduğu tüm fizik yasalarıdır. Henüz kabul edilmiş olmasa da burçlar ilmi (astroloji) de bu kuvvetlerdendir.

Mikro planda ise, bu kuvvetler birimin yaşam alanı olan dünyasını ve dünyasına göre bilincini forme eden beyinsel işlevlerdir. Tabiki beyinden bahsederken, insanın bedeni ve bedenin yaşam alanı olan dünyasını ayakta tutan tüm kanunları da içine alacak şekilde düşünmemiz gerekir. Zira, evrende hiçbir şey birbirinden kopuk ele alınmamalı.

İşte tüm boyutlarıyla evrenin tabî olduğu yasalar bütününe Kur’ân’da “DİN”; bu yasaların işleyiş düzenine “Sünnetullâh” denmiştir.

Fatır sûresi 43. ayetinde belirtildiği üzere:

“Sünnetullâh için bir alternatif asla bulamazsın! Sünnetullâh’ta bir değişme asla bulamazsın!”

Çünkü seyri takdir edilen her ne varsa, Üstadımın ifadesiyle: “İlahî varlık boyutlarına göre meydana gelmiştir.” Bu husus ise holografik model ile açıklık kazanmıştır!. Şöyle ki, takdir edilenlerin seyrini oluşturacak Esmâ’nın sistemsel açılımı varlığın her zerresinde aynı yolu izler. Dolayısıyla bir şeyin oluşum sistemini bilen, icmalen herşeyin oluşum sistemini anlamış olur.

Evet, takdir edilen ilahî yazgının ilahî potansiyelden tetikleyerek kuvveye dönüştürdüğü Esmâ, Allâh’ın Mâlikiyet ve Melikiyetidir. Varlık üzerinde tedbirât, bu planda (kozmik elektromanyetik dalga planında) gerçekleşir. Bilimin tespit ettiği ve bir sistem olarak kavramaya çalıştığı her türlü idarî kuvvetler, hep bu plana aittir.

Konu aslında çok geniş… Ben bu bölümde konunun sadece mantığını farkettirmeye ve sıkmamak için elimden geldiğince kısa tutmaya çalıştım. Ayrıca bu kitabın ilgili bölümlerinde ve “Kırk Hadis” isimli kitabımda bu konuyu ayrıntılı olarak ele aldığım için, burada tekrar etmenin gereksiz olduğunu düşündüm.

Daha fazla bilgi edinip, konunun özüne nüfuz etmek isteyen arkadaşlara öncelikle Üstadım Ahmed Hulûsi’nin eserlerini okumalarını ve İslâm dinini anlamada derinleşmeleri için gerekli bilimsel ve tasavvuf altyapısını kendilerinde oluşturmaları için gayret göstermelerini öneririm.

Hz. Mevlâna’nın (k.s.) dediği gibi: “Hazine, eziyet çekene gözükür.”

Doğrusunu bilen Allâh’tır!.