Uyanış
BÖLÜM 2.13 KELEBEK ETKİSİ
Kelebeğin kanat çırpışı gibi küçük bir şey Dünya’nın yarısını dolaşacak büyük bir tayfuna neden olabilir.
Kaos Teorisi
Üstadım selam,
İster içsel bakışla kişiliğimizde derinleşelim, ister dışsal bakışta evrenin sonsuzluğuna açılalım... Gerçek şu ki, her halukarda sadece ve sadece beynin çalışma sistemi ve bunun açığa çıkardığı anlamlarla karşı karşıyayız. Nitekim “Ne yana dönersen Vechullâh karşındadır” ayetinde bu sırra da işaret edilmiştir.
Hatta yönelim dahi beynin zihinsel devreleri ile gerçekleştiğini hatırlarsak… İsmi Allâh olan hakikatin kendinden kendine diyebileceğimiz bir şekilde, beyin adı altında Esmâ’sıyla irsâl olup (açığa çıkıp) beynin zihinsel devreleri ile açığa çıkmış vechini seyretmekte olduğunu fark ederiz.
İşte bu gerçeği kavrayabilirsek, mental veya fiziksel bir varlık olmadığımızı da anlamış oluruz. Zira bizler, bir frekans okyanusu olan evrenden (yani, Allâh ilminden) algıladığımız bilginin beynimizde tetikleyerek harekete geçirdiği ilahî kuvvelerden meydana gelen kudsî oluşumlarız.
Allâh Esmâ’sının açığa çıkış seyri, beyin çalışma sistemi ve mekanizması üzerinden gerçekleşir. Çeşitli kanallardan beyne gelen frekanslardaki verilerin birçoğu bilinçaltında değerlendirilirken; kavranılması gerekli görülen az bir kısmı ise dünyamızı oluşturacak şekilde belirginleşerek zihnimizi forme edip kişiliğimizi var eder.
Biz, insanı ve dünyasını anlamak ve insanlığın çeşitli soru ve sorunlarına çare olmak istiyorsak eğer, işe öncelikle insanın hakikatını bilmek ve beynin çalışma sistemini kavramakla başlamak zorundayız!.
Bu yazımda beynin çalışma sistemi ile ilgili şu çok önemli bir incelikte bahsetmek istiyorum: Fiil, beyinsel bir işlevin algıdaki temsilidir.
Diyelim ki bir kahve fincanını kulbundan iki parmakla tutuyoruz. Yani, bir dalgınlık veya dikkatsizlik halinde dengemiz çabuk bozulup kahveyi dökebiliriz. Biz fincanı bu şekilde dikkatsizce tutmaya devam ettiğimiz sürece, tutmamızı sağlayan beyinsel işlevler beynin diğer alanlarına da kayıp, o alanlara da dikkatsizliğin yayılmasına sebep olacaktır. Başka bir ifadeyle, fincan tutmak gibi basit bir fiil, şayet doğru bir şekilde yerine getirilmezse(!)... İşlevdeki bu yetersizlik, beynin diğer alanlarına da kayıp yayılacak ve beyinde genel bir kavrama sorununa sebep olacaktır.
Aksine fincanı sağlam tuttuğumuzda ise, beynin bu işlevi diğer alanlarına da kayıp yayılarak, o alanları da sağlam kavrama konusunda bilgilendirip motive edecektir.
Beyin bütünseldir... Bundan dolayı beynimizdeki herhangi bir işlemin sonuçları mutlaka diğer alanları da etkileyecektir.
Konuyla ilgili bir örnek daha veriyim...
Görüştüğümüz insanlar her ne kadar bizim dışımızda var olan, bizden ayrı bireyler olsalar da... Gerçekte her birini var kılan nöral bağların beynimizde bir iz düşümü vardır (Not: bu konuda daha fazla bilgi için Bölüm 2.12 bakınız). Özellikle duygusal bazda (pozitif veya negatif fark etmez) bizi en çok etkileyen insanlar, ayna nöronlar üzerinden beynimizi etkileyerek kendilerine benzetirler. Bundan dolayı Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v.): “Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu nedenle her biriniz, kiminle dost olacağına dikkat etsin..” buyurmuştur.
Ayrıca beynimiz üzerinden diğer insanlarla bağlantı kurduğumuz için, bizim başkalarına yaptığımız iyilik veya kötülük anlamındaki fiillerimiz önce bizi etkileyecek ve sonra da ulaşacak olursa eğer o kişiyi bulacaktır. Yani, başkalarına yaptığımızı sandığımız her ne varsa, ilk önce kendimize yapmaktayız.
Yine konuyla ilgili bir başka hususta şudur...
Diyelim ki evdeki çöp doldu ve biz bunun farkında olduğumuz halde umursamıyoruz veya “sessiz kalıyım, nasıl olsa biri atar” diyoruz.
Dışımızda olarak algıladığımız o çöp aslında beynimizdeki belirli bilgi işletim alanlarının sanal simülasyonudur. Çöpün dolu olması, beynin ilgili alanlarında meydana gelmiş tıkanmanın temsilidir. Biz o çöpü boşalttığımız vakit, gerçekte o çöpün temsil ettiği beynin işletim alanlarındaki tıkanmanın yollarını açmış oluruz. Umursamadığımızda ise beynin ilgili alanlarında meydana gelen tıkanma, beynin tamamındaki veri akışını olumsuz yönde etkileyerek bizde genel bir denge bozukluğuna sebep olacaktır. Ayrıca “umursamazlık” veya “başkasından bekleme” gibi haller, beyin geneline yayılarak beynin ana karakterini oluşturma ihtimali tehlikesi de vardır.
İşte çeşitli örneklerle bahsettiğim beynin bu çalışma mekanizmasından dolayısı Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.”
Fark edileceği üzere beyin bilgisi ışığında Kur’ân ve hadisleri anlama çalışması, bizi mutlak gerçeklerle karşı karşıya getirerek varsayımlarımızdan arındıracaktır.
Hayatımızda en basit ve sıradan gibi görünen şeylerden en komplike olanına kadar... Herşey beynimizdeki sayısız bilgi işletim süreçlerinin sanal simülasyonlarıdır. Bize karmaşık ve dağınık gibi gelen beyinsel işlevlerimiz, gerçekte birbiriyle uyumlu, sistemsel bir bütünsellik halinde çalışır.
Yapılması gerektiği gibi yapmadığımız veya ihmal ettiğimiz en basit bir düşünsel veya eylemsel fiilimiz, beynimizde işletim yetersizliğine sebep olacaktır. Hatta yaşamımızı güçlü bir kasırga gibi altüst edecek kelebek etkisini başlatabilir.
Tabi bunun aksi de mümkündür...
Yapılması gerektiği gibi yaptığımız ve ihmal dahi etmediğimiz en basit bir düşünsel veya eylemsel bir fiilimiz, beyin genelini olumlu yönden etkileyerek yaşamımızı güzelleştirecek mucizevî gelişmelere sebep olabilir.
Kısaca beynimizde meydana gelecek müspet veya menfi bir oluşum, öngörülmez kazançlar veya kayıplar doğurabilir.
Sizin de belirttiğiniz gibi: “Dünyandaki çok önemli değişikler çoğu zaman hiç önemsemediğin ufak olaylarla başlar. Hiç bir şey küçümsenmemeli! Her oluşum bir basamak.”
Sevgi ve saygılarımla
Waalwijk, 22-02-2012