BÖLÜM 3.2 BİSMİLLÂHİR-RAHMÂN-İR RAHIYM

BismillâhirRahmânirRahıym;

(“B” işareti kapsamı itibariyle) Esmâ’sıyla varlığımı yaratan ismi Allâh olanın Rahmâniyeti ve Rahıymiyeti ile…

Kur’ân Çözümü, Fâtiha Sûresi

 

Allâh’ın insan varlığındaki yeri, Esmâ’sıyla insan beynindeki potansiyel mevcudiyetidir. Yoksa Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Vâhid-ül Ahad (sayısal çokluk kabul etmez TEK) vasıflarıyla açıkladığı Allâh ismi manası zamandan ve mekandan münezzeh olduğu gibi, içi veya dışından dahi bahsedilmesi muhaldir.

Esmâ, varlığın hakikatı olan Allâh’ın kendini tanımladığı öz, kemâl ve evrensel vasıflarıdır. Dolayısıyla insan için hakikatını bilmenin, hissedip gereğini yaşamanın yegane yolu beynindeki Esmâ potansiyelinden azamî ölçüde yararlanmasından geçer.

Rahmân ismi ile varlığın özünü teşkil eden Esmâ potansiyeline işaret edilir. Beyin, insanın özüyle bağlantısını sağlayan bir ara katman gibidir. Tasavvufta bu ara katmana “Melekût” denilir, ki vahdet (teklik/oluşturan) ile kesret (çokluk/oluşmuşlar) arasındaki elçilik boyutudur.

Şöyle ki, Esmâ potansiyelinin kuvveye dönüşmesi (Kur’ân tabiriyle “Ruh’un ve melâike’nin tenezzülü”), teknik olarak beyinde işler bir devre haline gelmesiyle gerçekleşir. Kişinin beynindeki Esmâ potansiyelini, kendisine ebediyeti kazandıracak kuvvelere dönüştürmesi yolunda değerlendirmesine dinî terminolojide “iman” ve imanın gereği olan fiillere de “salih amel” adı verilmiştir.

Açıkladığında, müşriklerin anlamakta güçlük çektikleri “Rahmân’a secde edin” hükmü, “kendinizi Esmâ dışında varlık veya beden kabul ederek, sizi yokluktan vücuda getiren varlığınızdaki Allâh Esmâ’sına sınır getirmeyiniz, ki getirisini hakkıyla yaşayabilesiniz” anlamında söylenmiştir.

Beyinde işler bir devreye dönüşen Esmâ’nın getirisi (yokluktan vücuda getirdikleri) ise, beyin farkındalık alanı diyebileceğimiz pfk’de kendini gösterir. Dolayısıyla pfk, Esmâ’nın açığa çıkış seyrinin gerçekleştiği, varlığın şuur boyutudur. Burası “cennet” olarak tanımlanan, Rahıym isminin en kapsamlı ortaya çıktığı mahaldir.

İşte bu, Allâh ismiyle açıklanan evrensel özün Rahmân ve Rahıym özellikleriyle insan beynindeki (teknik anlamda) mevcudiyeti olup, bu mevcudiyetin farkındalığının dile gelişi “BismillâhirRahmânirRahıym”dir.

Kişinin beyin kapasitesi, kendinde kuvveye dönüştürdüğü Esmâ kadar veya Esmâ’nın açılım gücü ile orantalıdır. Esmâ açılımının pfk’de meydana getirdiği algıya/izlenime göre de bilinç forme olur. Örneğin, beyindeki Esmâ potansiyelinin bedensel kuvvelere dönüşmesi ile kişi kendini bedensel bir kimlik sahibi olarak algılayıp deneyimler. Buna mukabil beyindeki Esmâ potansiyeli bedeni aşkın kuvvelere dönüşürse, kişi bu defa kendini evrensel boyutlarda tanıma durumuna gelir. Kişiyi ölümlü bedenin sınırlı dünyasından kurtarıp, evrensel boyutların sonsuz genişliği ve sınırsız derinliğine taşıyabilmek ise, İslâm dininin esas gayesidir.

Evet… Rahıymiyet, “Âfakta (ufuklar - dışta) ve enfüslerinde (bilinçlerinde) işaretlerimizi onlara göstereceğiz, tâ ki O’nun Hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun!” ayeti gereğince, beyinde kuvveye (işler bir devreye) dönüşen Esmâ’nın meydana getirdiği dışsal (seyr-i afakî: evrensel gerçekleri fark ettirici) ve içsel (seyr-i enfüsî: kişisel gerçekleri fark ettirici) algı ve deneyimdir.

Doğrusunu bilen Allâh’tır..